Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “faşist Yunan Cuntası’nın Kıbrıs’ı bir Helen adasına dönüştürme hayallerini, Kıbrıs Barış Harekâtı ile kahraman Mehmetçik ve mücahidin sona erdirdiğini” kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Lefke’nin kurtuluşunun 48’inci yıl dönümüyle ilgili yayımladığı mesajında, “Bugün, ülkemizin en batısındaki güzide ilçemiz Lefke’nin kurtuluşunu kutlarken, kendi yurdunda sonsuza dek var ve hür olma mücadelesini kazanan Kıbrıs Türkü’nün, Anavatan Türkiye ile her daim omuz omuza olacağını, tüm dünyaya bir kere daha haykırıyoruz” dedi.
“Gazilerimize, şehitlerimize ve evlatlarımıza karşı en büyük sorumluluğumuz devletimizi yüceltmek, geliştirmek ve ona sahip çıkmaktır” ifadelerini kullanan Tatar, tüm şehitleri rahmet ve saygıyla andı, tüm gazilere şükranlarını sundu.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Tatar’ın mesajının tam metni şu şekilde:
“20 Temmuz 1974’te başlayan Mutlu Barış Harekâtı’nın ikinci safhasıyla Lefke’nin özgürlüğe kavuşmasının 48’inci yılını kutluyoruz.
Yüzyıllardır bu topraklarda onuruyla kök salmış Kıbrıs Türk halkının esaretinin son bulduğu; aydınlığa, özgürlüğe, bağımsızlığa kavuştuğu ve tüm adaya istikrarın geldiği Kıbrıs Barış Harekâtı ile faşist Yunan Cuntası’nın Kıbrıs’ı bir Helen Adası’na dönüştürme hayallerini, kahraman Mehmetçik ve mücahit sona erdirmiştir.
Bugün, ülkemizin en batısındaki güzide ilçemiz Lefke’nin kurtuluşunu kutlarken, kendi yurdunda sonsuza dek var ve hür olma mücadelesini kazanan Kıbrıs Türkü’nün, Anavatan Türkiye ile her daim omuz omuza olacağını, tüm dünyaya bir kere daha haykırıyoruz.Unutulmamalıdır ki, Kıbrıs Barış Harekâtı gerçekleşmemiş olsaydı ikinci bir Girit faciası yaşanacak, Kıbrıs’ta tek bir Türk bile sağ kalmayacak, Kıbrıs tıpkı Girit gibi Helen adasına dönüşmüş olacaktı.
Kıbrıs Barış Harekâtı gerçekleşmemiş olsaydı, aynı zamanda 15 Temmuz faşist darbesine karşı çıkan bütün Rum darbeciler tarafından katliamdan geçirilecek, Yunanistan’daki Cunta Yönetimi yıkılmayacaktı.
Harekâtı bu boyutuyla da değerlendirmek gerekmektedir…
2020 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, egemen iki ayrı devletin varlığına ve bunlar arasında kurumsal iş birliğine dayalı çözüm şeklini gündeme getirerek halkımla paylaştım. Halkım, beni Cumhurbaşkanı seçerek bu yeni vizyona ve çözüm önerisine büyük destek verdi.
Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi olan Anavatan Türkiye tarafından da desteklenen bu çözüm önerimiz, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olan tek çözüm şekli olup huzur ve istikrar ancak bu şekilde sağlanabilecektir.
Hiçbir hâl ve koşulda devletimizden, egemenliğimizden ve özgürlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz.
Gazilerimize, şehitlerimize ve evlatlarımıza karşı en büyük sorumluluğumuz devletimizi yüceltmek, geliştirmek ve ona sahip çıkmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle milli mücadele yıllarında onurlu bir yaşam uğruna canını veren tüm şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anarken, tüm gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.”