KTTO 60’ıncı Olağan Genel Kurulu yapıldı

0
65

Kıbrıs Türk Ticaret Odası 60. Olağan Genel Kurul toplantısı yapıldı.

Mustafa Çağatay Konferans Salonu’nda yer alan toplantı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından Başkanlık Divanı oluşturularak gelen mesajlar okundu.

Toplantıda sırasıyla KTTO Başkanı Turgay Deniz, Mersin Deniz Ticaret Odası Başkanı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Türkiye-KKTC Odası Formu Eş Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar birer konuşma yaptı. Genel Kurul’un başında Başbakan Ünal Üste de hazır bulundu ancak yoğun programı nedeniyle daha sonra toplantıdan ayrıldı.

-Deniz: “Bu yolu beraber yürüyoruz ve beraber yürümeye devam edeceğiz”

KTTO Başkanı Turgay Deniz konuşmasında, Ticaret Odası’nın 1958 yılında Kıbrıs Türk Toplumsal Varoluş Mücadelesi’nin ayrılmaz bir parçası olarak olduğunu ifade etti ve “Açık ve net bir şekilde bir kez daha belirtmek isterim ki bu yolu beraber yürüyoruz ve beraber yürümeye devam edeceğiz. Her ne zorluk ile karşılaşırsak karşılaşalım, bütün sorunları ‘toplumsal birlik ve beraberlik’ içinde aşabileceğimizin bilincindeyiz” dedi.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın, hükümette veya muhalefette olsun siyasi kadrolarla iyi ilişkiler içinde olmayı, yapıcı görüş ve önerilerde bulunarak yapısal sorunlara bilimsel yaklaşımlar geliştirmeyi önemsediğine dikkati çeken Deniz, son bir yılın çeşitli sorunlara rağmen Kıbrıs Türk Ticaret Odası için verimli geçtiğini söyledi.

Deniz, geçen bir yıl içinde en önemli kazanımlardan birinin, KTTO’nun Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’ne gözlemci üye olarak kabul edilmesi olduğuna vurgu yaparak, “Bu çatı altında düzenlenen toplantılara iyi bir kapasite ile katıldık ve katılmaya devam edeceğiz. Bize uygulanan ambargolar dikkate alındığı zaman bu çatı altında sürdürmekte olduğumuz faaliyetlere ağırlık vermenin önemi daha iyi anlaşılır olacaktır. Bu ilişkiyi verimli bir hale getirmek için üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız” diye konuştu.

Turgay Deniz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başta olmak üzere Türkiye’deki ticaret ve sanayi odaları ile ilişkilerde ilerleme sağlandığını da kaydetti. Yeşil Hat ticareti ile ilgili çalışmalar çerçevesinde bazı hedefler koyduklarını dile getiren Deniz, bunlardan birinin tescilli hellim ürünlerini Avrupa pazarına ulaştırmak olduğunu ve bu hedefe 2024 yılında ulaşma kararlılığında olduklarını söyledi.

Eğitim ve sağlık sistemiyle ilgili olarak da konuşan Deniz, “Bugünkü eğitim ve sağlık sistemlerimiz sürdürülemez. İnsanlarımızın sağlık harcamaları içinde çok küçük bir paya sahip olan ilaç yardımını düzenli olarak almalarını sağlayacak bir sistem bile kuramamış olmamız kabul edilemez. Dar gelirli ailelerimizin çocuklarını özel okullarda eğitmek için katlandıkları sıkıntıları görmezden gelemeyiz. Eğitim ve sağlık sistemlerimizi köklü bir şekilde değiştirmek ve hemen iyileştirmek zorundayız” dedi.

-Lokmanoğlu: “KKTC’yle ilişkilere önem veriyoruz”

Genel Kurul’da daha sonra Mersin Deniz Ticaret Odası Başkanı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Türkiye-KKTC Odası Formu Eş Başkanı Cihat Lokmanoğlu söz aldı.

Lokmanoğlu, yurt dışında temaslarda bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun selam ve başarı dileklerini iletti.

KKTC’yle ilişkilere önem verdiklerini belirten Lokmanoğlu, KKTC’de ekonominin ancak özel sektörün güçlenmesi ile daha güçlü bir şekilde ayakları üzerine durabileceğini, bu nedenle KKTC’yi desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceğini vurguladı.

-Amcaoğlu: “Resesyonun önüne geçebilmek için atılacak tüm adımları dikkatle atıyoruz”

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu konuşmasına Gazze’ye yaşanan soykırıma dikkat çekerek başladı.

“Savaş yaşayan bir birey olarak 40 km yanımızda Birleşmiş Milletlerin 120 ‘Evet’ oyu ile ateşkes kararı ortada iken buna uymayacağını açıkça belirten İsrail ve onu destekleyen ülkelerin desteklerine duyarsız kalınmamalı” dedi.

Amcaoğlu, bu nedenle gelinen noktada Türkiye’nin garantörlüğünün önemine vurgu yaptı.

Ülkede enerji ve diğer konularda sıkıntılar yaşandığını belirten Amcaoğlu, ancak Rusya-Ukrayna Savaşı, pandemi ve benzeri olaylar nedeniyle ekonomik sorunların da var olduğunu söyledi.

Bakanlık olarak bir planlama yaptıklarını ve çalışmaların planlanan şekilde devam ettiğini belirten Amcaoğlu, “resesyonun önüne geçebilmek için atılacak tüm adımları dikkatle atıyoruz” dedi.

Yenilenebilir enerji konusuna da değinen Amcaoğlu, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın ilk 5 yıl içinde yapılacak çalışmalarla ilgili inisiyatif alarak bu sorumluluğu üstlendiğini belirtti. Amcaoğlu, “Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’nda alınan kararlarla biz üzerimize düşeni yaparak karşıdaki muhataplarla tartışarak eksiksiz ve tam adımlar atarak KKTC topraklarında yaşayan insanları çağdaş ülkelerdeki toplumların yaşadığı seviyeye getirecek noktaya geleceğiz” diye konuştu.

Erhürman: “Bir barbarlık yaşanıyor”

Ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman da konuşmasında, Gazze’de süren savaşa işaret ederek çocukların öldürülmesini hazmedemediklerini kaydetti ve “orada bir barbarlık yaşanıyor” dedi.

Medeniyetten kopmuş bir şekilde Gazze’de tarihe geçen büyük bir utanç yaşandığını belirten Erhürman, Gazze’deki gelecek kuşakları etkileyecek bir gelişme yaşandığını söyledi.

Erhürman, İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan vahşetin ardından tüm dünyanın “bu böyle gitmez” diyerek, medeniyetin çerçevelerini çizmek için Avrupa İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Çocuk Hakları Bildirgesi gibi belgeler hazırlandığını kaydetti.

Gelinen noktada ne çocuk hakları sözleşmesi ne insan hakları sözleşmesi, ne BM’ye, ne de evrensel ilkelere inanç bırakıldığını dile getiren Erhürman, bunun barbarlık olduğunu vurguladı.

Erhürman, “Öyle bir dönemdeyiz ki biz Avrupa İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini, Çocuk Hakları Bildirgesini onları yazanlara rağmen ve onlara karşı savunmak zorundayız. konuştuğumuz her an 10 çocuk daha ölmekte uygarlık sistemi çökmek barbarlık hakim olmak üzere” dedi.

Erhürman, bugünden sonra dünyanın herhangi bir yerinde yaşayanlara yönelik olarak çıkacak insan hakları ve çocuk hakları raporunda söylenecek sözlerin bir anlamı olmayacağını da belirtti.

Erhürman CTP’nin yıllardır kamu reformu konusundaki çağrı ve uğraşlarına rağmen, “iktidar ve muhalefet kamu reformu konusunda istekli değil” sözlerinden dolayı KTTO’yu eleştirdi.

Erhürman, Turgay Deniz’in “3 yıllık orta vadeli plan hazırladık ancak gereği yapılmadı sözlerine karşılık” ise varoluş mücadelesinin bir parçası olarak kurulan KTTO’nun kamu niteliğinde bir kuruluş olduğunu ve nüfus bilinmeden planlama yapılamayacağını ifade etti.

-Feyzioğlu: “Denktaş’ın ‘devletinize sahip çıkın’ sözleri …”

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu da konuşmasına Gazze’de yaşananlara dikkat çekerek başladı. Feyzioğlu, Gazze’de yaşananların kendini medeni ve uygar kabul eden devletlerin ne kadar ikiyüzlü olduğunun bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı anan Feyzioğlu, Denktaş’ın “devletinize sahip çıkın” sözleri ile bu yöndeki vasiyetinin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını kaydetti.

Feyzioğlu, uluslararası hukukun güçlü olmayan ülkeler için var olmadığını da ifade etti.

Türkiye’nin güçlü bir siyaset yürüttüğüne işaret eden Feyzioğlu, KKTC ile TC arasındaki ilişkinin hiçbir zaman kopmadan güçlenerek devam etmesi gerektiğini belirtti.

KKTC’de kendini misafir olarak hissetmediğini kaydeden Feyzioğlu, “ben vatanımda, bu ülkede yaşıyorum sizinle aynı kaygıları yaşıyorum ”dedi.

Feyzioğlu, “bu cennet ülkenin sorunları var mı var, yok desem inanmazsınız. Çözümler var mı var. Bu çözümlerin bir kısmı hayata geçirilme döneminde” dedi. KKTC devletinin gerekli tüm unsurları taşımasına rağmen tanınmamasının sebebinin Doğu Akdeniz’de ikinci bir Türk devleti istenmemesinden kaynaklandığını söyleyen Feyzioğlu, KKTC’nin bir siyasi zafer olduğunu ancak kalıcı olabilmesi için ekonomisinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

KKTC’de güzel işler yapıldığını da belirten Feyzioğlu, Ercan Havalimanı’nın bunlardan biri olduğunu kaydetti. Ercan’a büyük gövdeli uçakların inmesiyle bilet fiyatlarının ucuzlayacağını ifade eden Feyzioğlu, bu sayede KKTC’ye daha fazla turist geleceğini ve daha fazla turistin taşımacılıktan sigortacılığa birçok alanda yeni iş imkanlarına kapı açacağını kaydetti.

Feyzioğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hükümetlerinin talebi üzerine Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki iş birliği anlaşmalarını takip görevi üstlendiğini anlatarak, “Ben limanların özelleştirilmesini istemiyorum, isteyen sizsiniz, ben sadece takip ediyorum” dedi.

-Töre: “Kıbrıs Türk halkı yetim ve öksüz kaldı, çaresizlik yaşadı ancak ümidini hiç tüketmedi”

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre de konuşmasında Kıbrıs Türk halkının uzun yıllar yetim ve öksüz kaldığını çaresizlik yaşadığını ancak ümidini hiç tüketmediğini anlattı.

Kıbrıs Türk halkının 1974’ten önce varlığını ve ekonomisini korumak için direndiğini kaydeden Töre, Kıbrıs Türkü’nün Anavatan Türkiye ve Kızılay’ın yardımları, küçük çapta tarım ve hayvancılık ile ayakta durabildiğini kaydetti.

Kıbrıs Türklerinin bir bölümünün 1960’lı yıllarda adadan göç ettiğini söyleyen Töre, “azalıyorduk işte o zaman tükeniyorduk, yok oluyorduk, 1974 Mutlu Barış Harekatı ile yeniden doğduk yeniden ayağa kalktık” dedi.

Şu anda turizmin geliştiğini, 30 bine yakın turizm kapasitesi bulunduğunu ve 50 bin turiste hizmet verecek yatırım yapılmasının hedeflendiğini aktaran Töre, eksikliklerin, devlet işleyişinde, bürokraside olan tıkanıklıkların, devlete ve KKTC’ye hayır diyerek düzeltilemeyeceğini söyledi.

Töre, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri’nin bugün İsrail ordusunun yanında yer aldığını belirterek, 1974 yılında Türkiye ve Türk Ordusunun olmaması durumunda Kıbrıs Türklerinin halinin ne olacağının düşünülmesini istedi.

Gazze’deki savaşta toplu katliamlar yapıldığını kaydeden Töre, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, İnsan Hakları Mahkemeleri ve Uluslararası Hukukun yaşananlara ses çıkarmadığını dile getirdi.

Tatar: “Kıbrıs Türkü’nü dayatma bir çözüme mahkum etmek için uğraşıyorlar”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Güney Kıbrıs ile Kuzey Kıbrıs arsasındaki ticaretin artması için Haspolat’ta bir sınır kapısı açılmasının önemine işaret etti ve bunun hem Kıbrıs Türk hem de Rum tarafı için olumlu olacağını söyledi. Tatar, ancak bu yöndeki istemlerine hiçbir sebep olmamasına rağmen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden henüz bir yanıt alamadıklarını kaydetti.

Gazze’de yaşanan vahşete de dikkati çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “İnsanlığa, masum insanlara böyle bir vahşetin bu çağda yaşatılması gerçekten inanılır gibi değil” dedi.

Ukrayna savaşının ardından Filistin’de savaş çıktığını belirten Tatar, “Kendimize şunu hatırlatmalıyız Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün büyük önemi vardır, 50 yılın teminatıdır” dedi.

Doğu Akdeniz’de çok önemli bir coğrafyada yaşadıklarını ve kaydeden Tatar, tüm bu uluslararası alandaki zenginliklerle ilgili hak ve hukukun korunmasının önemine dikkati çekti.

Güney Kıbrıs’ın her ortamda Kıbrıs Türkü’nü engellemeye çalıştığını söyleyen Tatar, “Biz kendi kendimizi geliştirmeye ve dünya ile bütünleştirmeye çalışırken, böylesine bir dünyada bizlerin önünü tıkamak çoluk çocuğumuzun refah ve mutluğunu engellemek için Kıbrıs Türkü’nü dayatma bir çözüme mahkum etmek için uğraşıyorlar” dedi.

Tatar, BM teamüllerine göre, özgürce pazarlık yapılarak ve her iki halkın rızası ile bir anlaşma yapılabileceğini kaydetti ve buna rağmen, Kıbrıs Türkü’ne her türlü ambargo ve boğma politikaları uygulandığını, bunu kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi. Tatar, “Biz tek vücut olursak Türkiye ile birlikte bu çalışmaları yaparsak refahımızda bir artış olduğunu görebileceğiz” dedi.

Pandemi döneminde ekonominin durduğunu ve kamu maliyesinin sıfırlanma noktasına geldiğini hatırlatan Tatar, devalüasyon ve Türkiye’de yaşanan depremin yansımalarının olumsuz olduğunu ancak şimdi KKTC’deki potansiyelin yükseldiğini anlattı.

Maraş açılımı ve Doğu Akdeniz’de yaşananlar konusunda Türkiye’nin KKTC’ye verdiği desteğin önemini vurgulayan Tatar, “Yıllardan beri Türkiye ile imzalanan işbirliği protokolleri ile öngörülebilirlik zemini güçleniyor” dedi.

KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmasının yeni ticari kapılar açacağını ve fırsatlar sunacağını dile getiren Tatar, “Tüm bunları kimsenin küçümsememesi lazım, bu şehitlerimizle, Türkiye’nin desteği ile verilen mücadelenin bir sonucudur. Ben hiç karamsar olmadım, sıkıntılar vardır ama bütün bunları çözmek bize kalmıştır, genç jenerasyona kalmıştır” diye konuştu.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here