Gardiyanoğlu, TSK Vakfı KKTC temsilcisi Sancar’ı kabul etti

0
69

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, KKTC Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı Başkanı Talip Sancar ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Fahri Tanıtım Kurulu Başkanı Talip Sancar, Bakan Gardiyanoğlu’na görevinde başarılar dilerken, vakfın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Sancar, savunma sanayi şirketleri kurma amacıyla bağışlarla kurulan vakfın; ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN, İŞBİR ve ASPİLSAN gibi Türk savunma sanayiine milli ve yerli ürünlerin kazandırılmasında önemli katkılar sağladığını ve 61 şirketle faaliyetlerine devam ettiğini söyledi.

Halkın desteğiyle vakfın güçlendiğini ifade eden Sancar, kuruma desteğinden dolayı Bakan Gardiyanoğlu’na teşekkür etti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu da konuşmasında, vakfın KKTC’ye ve Türk ulusuna olan hizmetlerini takdirle izlediğini belirterek, çalışmalarının toplumu birliğe, bütünlüğe ve dirliğe davet ettiğini ifade etti.

Gardiyanoğlu, derneğin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet göstermesinin onur verici olduğunu belirterek, Anavatan Türkiye ile KKTC arasındaki dostluk ve kardeşlik bağının güçlenerek perçinlenmesinin en büyük hedefleri olduğunu söyledi.

Ankara’ya yaptığı ziyarette, görüştüğü bakanlardan da Anavatan Türkiye’nin KKTC’ye olan sıcaklığına ve yakınlığına samimi bir şekilde şahit olduğunu anlatan Gardiyanoğlu, Türkiye ile KKTC arasına kimsenin nifak tohumu sokamayacağını kaydetti.

Gazze’de yaşanan insanlık dışı olayı da kınayan Gardiyanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bakanlar Kurulumuz tarafından bu sabah üç günlük yas ilan etme kararı alındı. Gazze’de yaşananlar toplu bir katliamdır.

Bunu en iyi anlayan ülkelerden biri de KKTC’dir. Bizler de 1958’den başlayarak 1974’e gelene kadar Taşkent’te, Muratağa’da ve birçok farklı bölgede bu acı tecrübeleri yaşamış bir ulusun torunuyuz.

Filistin halkının acısını paylaşıyorum. Dünyanın medeniyet beşiği olan, insan hakları ve demokrasinin savunucusu durumunda olan Avrupa Birliği’nin bu konuda duyarsız ve kayıtsız kalması, ciddi anlamda hareket etmemesi çok üzücüdür. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun, masum insanlar kurban edilmemelidir.’’

NO COMMENTS