Cumhuriyet Meclisi’nde CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman konuşma yaptı.
Erhürman, konuşmasına Türkiye’de yapılan terör saldırısını kınayarak başladı.
Yasama yılı açılışında yapılan konuşmaların törensel olduğunu ancak bugünkü konuşmalarını bu sınırlar içinde yapmanın mümkün olmadığını, ülke koşullarının mümkün kılmadığını söyleyen Erhürman, ülkemin karanlık bir dönemden geçtiğini savundu.
Halkın güvende, huzur içinde hissetmediğini, geleceğini öngöremediğini, alım gücünün düştüğünü söyleyen Erhürman, inşaat sektörünün hareketli bir dönem yaşadığını ancak bu sektöre bakıldığında alıcı konumunda Kıbrıslı Türklerin olmadığını, aracı ve işletmecide de yabancılaşma durumunun giderek arttığını ifade etti.
Erhürman, 20 Eylül tarihli Bakanlar Kurulu’nun istisnai vatandaşlık kararını okuyarak, bir şirket sahibi iş insanının şirket kurmasından kaynaklı zorunlu olarak KKTC vatandaşı yapılmasını eleştirerek, “Şirket kuran herkesi vatandaş mı yapacaksınız? Neden bu kişiyi vatandaş yapmak zorundaydınız?” diye sordu.
Yoksullaşmanın geriye döndürülebileceğini ancak yoklaşmanın geriye dönüşü olmadığını belirten Erhürman, ülkede ciddi bir yabancılaşma yaşandığını, Kıbrıslı Türklerin “yoklaşmayla” karşı karşıya olduğunu söyledi.
Uzun süreli kalkınma planının Meclis’ten geçmesi gerektiğini söyleyen Erhürman, plandan kimsenin haberi olmadığını, komiteler kurulduğunu ve kimsenin süreçle ilgili bilgisi olmadan halka ilan edildiğini belirtti.
Erhürman, ana muhalefetle tek bir istişare yapılmadığını dile getirerek, nüfus politikası olmadan uzun süreli kalkınma planının hazırlanamayacağını söyledi.
“Derdiniz iş yapmak değil, tören, şov yapmak” diyen Erhürman, halkın tutunduğu son umut olan planlamanın işe yaramaz hale getirilmesi halinde son umut kırıntılarının da tüketilmiş olacağını, buna izin vermeyeceklerini söyledi.
Elektrik konusuna değinen Erhürman, KIB-TEK’te bakım onarım yapılmadığını, bu nedenle Güney Kıbrıs’tan elektrik alındığını, ihalesiz akaryakıt raporları ile halkın zarara uğratıldığını, şaibeli sınav ve münhalsiz istihdamlar yapıldığını savundu.
“İstikrar kelimesi sizinle zulme uğruyor” diyen Erhürman, müdürler, yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, bakanların sürekli değiştirildiğini, kurumsal hafızanın hasara uğratıldığını ileri sürdü.
CTP’nin reformlara ilişkin önerilerini hatırlatan Erhürman, “hükümetin derdinin reform yapmak olmadığını” söyledi.
Erhürman, Kıbrıs sorununda yeni siyasetle birlikte bir zeminde Kıbrıs Türk halkının haklarının savunulmasının da “derin dondurucuya kalktığı” değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin, yargının kendini tehdit altında hissetmesine yol açtığını savunan Erhürman, STÖ ve sendikaların itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Erhürman, eğitim sistemini eleştirerek, özel ile kamu arasında fırsat eşitsizliği yaratıldığını, ders kitabında iki resim bulunduğunu, bir resmin altına Güney Kıbrıs geleneksel, diğer bir resmin altına Kuzey Kıbrıs geleneksel kıyafeti yazıldığını, böyle bir şey olmadığını, yanlış bilgi verildiğini savundu.
12-13 yaşındaki çocukların bu ülkede yaşamak istemediklerini, “bu ülkeden gideceğim” dediğini söyleyen Erhürman, ailelerin de çocuklara “iş bul gelme” dediğini, alım gücünün düştüğünü, gençlerin ev araba alamadıklarını, güvende hissetmediklerini, demokrasi ve düşünce özgürlüğünün sınırlanmaya çalışıldığını savundu.
TAK)