Cumhurbaşkanı Tatar:Doğu Akdeniz’de değişen konjonktür ve gelişmelere bağlı olarak önemli bir Türk devletine sahibiz. İşte bu şehitlerimizden dolayıdır

0
91

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Doğu Akdeniz’de değişen konjonktür ve gelişmelere bağlı olarak önemli bir Türk devletine sahip olduklarını söyleyerek, “İşte bu şehitlerimizden dolayıdır” dedi.

24 Aralık 1963 gecesinden 1974’te Mehmetçik ve mücahitlerin buluşmasıyla artık Doğu Akdeniz’in yeniden şekillendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Akdeniz’de Türk Yunan dengesinin yeniden tesis edildiğini vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının bunları başarırken çok bedeller ödediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rumların ne bebek, ne çocuk, ne kadın, ne de yaşlı demeden katliam yaptığını, yaşananları hiçbir zaman unutmadıklarını, unutmayacaklarını söyledi.

Restore edilen Barbarlık müzesi bugün törenle yeniden hizmete açıldı.

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk gitmek istediği yerin Elazığ olduğunu, çünkü kendisinin küçük yaşlardan itibaren İlhan ailesinin yaşadıklarının üzüntüsünü yüreğinde yaşadığını anlattı.

İlhan ailesinin yaşadığı zulmü, kendi adına, halkı adına hissettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Binbaşı İlhan’a olay anlatıldığında “Vatan Sağolsun” dediğini, eşini ve üç çocuğunu kaybetmiş bir kişinin bunu söylemesinin her şeye bedel olduğunu söyledi.

Binbaşı İlhan’ı rahmetle andığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Elazığ’ı ziyareti esnasında KKTC’den toprak götürdüklerini, şehitlere dualarını ettiklerini kaydetti.

Binbaşı İlhan ve ailesinin her zaman yüreklerinde olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, tüm yaşanan olaylar, acılar ardından KKTC devletinin kurulduğunu söyledi.

“Şimdi Doğu Akdeniz’de değişen konjonktür ve gelişmelere bağlı olarak gerçekten önemli bir Türk devletine sahibiz. İşte bu şehitlerimizden dolayıdır” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, geçen hafta Abdülhamid Han gemisine refakat eden gemilere Murat İlhan, Kutsi İlhan ve Hakan İlhan isimlerinin verilmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Bundan daha büyük bir şeref, bundan daha büyük bir vefa olamaz. Türkiye Cumhuriyetini, başta TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Eroğan’ı ve emeği geçen herkesi bu örnek davranıştan dolayı tebrik ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Doğu Akdeniz’de, mavi vatanda, o denizin sularında o isimler bizleri temsil etmektedirler. O isimler Kıbrıs Türk halkının haklı davasını temsil emektedirler. O isimler bizi dünya nezdinde yüceltmektedir. Çünkü bu büyük Türk devletinin davasıdır, ulusal bir davadır. 20 Temmuz 1974 sabahı Mehmetçiğin adaya ayak basmasıyla yeni bir dönemin başlamış, KKTC’nin sınırlarının belirlenmesiyle bambaşka bir döneme geçilmiştir”

24 Aralık 1963 gecesinden 1974’te Mehmetçik ve mücahitlerin buluşmasıyla artık Doğu Akdeniz’in yeniden şekillendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Akdeniz’de Türk Yunan dengesinin yeniden tesis edildiğini vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının bunları başarırken çok bedeller ödediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rumların ne bebek, ne çocuk, ne kadın, ne de yaşlı demeden katliam yaptığını, yaşananları hiçbir zaman unutmadıklarını, unutmayacaklarını söyledi.

Kendilerine gelen bilgilere göre, Binbaşı İlhan’ın eşi ve çocuklarının katledilmesinden Tasos Papadopulos ve onun emrindeki EOKA çetecilerin sorumlu olduğunun bilindiğini kaydeden TAtar, bu katliamların BM’nin ve dünya devletlerinin gözü önünde yapıldığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Tatar, bu cinayetleri işleyenlerin yargıya taşınmamasını eleştirerek, bunların “tarihe yargıya taşınmayan katliamlar” olarak geçtiğini söyledi.

Yüreklerinde bu acıyı her zaman taşıdıklarını ve taşımaya devam edeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İlhan ailesinin kendisinin kardeşi olduğunu ve kendilerini burada görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, “KKTC, en az bizim kadar sizin de vatanınızdır. Binbaşı İlhan, eşi ve çocuklarını rahmetle anıyorum” dedi.

-Töre

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre de törende yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının 1878’den 1974’e kadar tam 96 yıl bu topraklarda öksüz, aç, yetim ve çaresiz kaldığını, şehitler verdiğini ve göçler yaşadığını ama yılmadığını vurguladı.

Kıbrıslı Türklerin Türkiye’nin bir gün gelecek umuduyla mücadelesini yılmadan sürdürdüğünü anlatan Töre, Kıbrıslı Türklerin 1955 yıllardan itibaren yaşadığı olaylara değindi.

Kıbrıslı Türklerin bu topraklarda 1571’den başlayarak şehitler verdiğine işaret eden Töre, adaya önce Osmanlı’nın Akıncı denilen askerlerinin geldiğini, daha sonra mukavemetçiler, volkancılar ve 9 Eylülcülerin geldiğini, Kıbrıslı Türklerin İngiliz sömürgesine karşı daha sonra da, EOKA’nın saldırılarına karşı direnmeye başladığını hatırlattı.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması sürecini de anımsatan Töre, Rumların Kıbrıs’ı Girit adası yapmak, Yunanistan’a bağlamak için mücadele ettiklerini, bu ideallerinden hiçbir zaman vazgeçmediklerini kaydetti.

Töre, Kıbrıslı Türklerin Türk milletine her zaman güvendiğini, inançlarını hiç kaybetmediklerini vurguladı.

Zorlu Töre, 24 Aralık gecesinde Binbaşı İlhan’ın eşi, çocukları ve ev sahiplerinin barbarca katledilmesi olayını anımsatarak, yaşananların bir soykırım olduğunu ve bunun unutulmaması gerektiğini belirtti.

Bu barbarlığın esasının soykırıma dayandığını, Atlılar, Muratağa, Sandallar, Taşkent ve Aleminyo’da yaşananların da soykırım olduğunu, bunu dünyaya anlatmak, gelecek nesillere bunu öğretmek gerektiği ifade eden Töre, Rum -Yunan ikilisinin hedefinin değişmediğini, büyük Yunanistan hayalinin, Helenizm kavgalarının devam ettiğini söyledi.

Töre, “Aziz şehitlere rahmet dilerken, KKTC’ye, Anavatan Türkiye’ye dört elle sarılmaya devam edeceğiz. Bugünlere canı cana, kanı kana katarak geldik. Mehmetçikle mücahit birlikte can verdi. Çocuklar, yaşlılar, kadınlar can verdi” dedi.

BM Güvenlik Konseyi’nin KKTC’yi tanımadığını, Türk askerinin adadan çekilmesini istediğini anımsatan Töre, ulusal direniş ve varoluş kavgasının devam ettiğini söyledi, aziz şehitleri rahmetle anarak emeği hizmeti geçen herkese teşekkür etti.

-Üstel

Başbakan Ünal Üstel de konuşmasında, bugünün önemine değinerek, bugün Kıbrıs Türk halkının nereden nereye geldiğinin önemli bir göstergesi olduğunu söyledi.

KKTC’nin kurulmasının ve Kıbrıs Türk halkının bugünlerine gelebilmesinin Anavatan Türkiye’yle mümkün olduğuna işaret eden Başbakan Üstel, Kıbrıslı Türklerin her zaman yanında olan, yardımına koşan Anavatan Türkiye’ye teşekkür etti.

Kıbrıslı Türklerin 1955’lerden başlayan mücadelesine değinen Başbakan Üstel, Anavatan Türkiye’nin her zaman Kıbrıslı Türklerin mücadelesinde yanı başında olduğunu kaydetti.

Türk Alayında görev yapan Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğunun yaşadığı trajediye değinen Başbakan Üstel, KKTC kurulana kadar verilen şehitlerin, yaşanan acıların unutulmayacağını, unutturulmayacağını vurguladı.

Kanlı Noel olaylarına da değinen Başbakan Üstel, Binbaşı Nihat İlhan’ın masum eşi ve üç çocuğunun barbar Rumlar tarafından katledilmesinin tüm dünyaya hatırlatılması, gösterilmesi gerektiğini kaydetti.

Kıbrıslı Türklerin yaşadığı sancılı günlerin 1974 Mutlu Barış Harekatı’na kadar devam ettiğini belirten Başbakan Üstel, Anavatan Türkiye’nin gerçekleştirdiği 1974 Mutlu Barış Harekatı ile bugün Kıbrıslı Türklerin özgürce yaşayabildiğini ve Kıbrıs Türk halkının liderleri sayesinde KKTC’nin kurulduğunu söyledi.

Kıbrıslı Türklerin o günleri yeniden yaşamak istemediğini, aynı acıları yeniden çekmek istemediklerini vurgulayan Başbakan Ünal Üstel, iki egemen devleti bu sebeple savunduklarını ve savunmaya da devam edeceklerini vurguladı.

Bugünlere gelene kadar verilen tüm şehitleri, saygı ve minnetle anan Başbakan Üstel, Barbarlık Müzesi’nin restore edilerek hizmete açılması için katkı koyan herkese teşekkür etti.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here