GAP Gazeteciler Birliği tarafından Malatya’da düzenlenen 15. GAP Oscar’ı ödülleri çerçevesinde “En Başarılı Devlet Adamı” ödülüne Cumhurbaşkanı Ersin Tatar layık görüldü.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar adına ödülünü, KKTC Gaziantep Başkonsolosu Fahri Yönlüer’in aldığı törende Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın teşekkür mesajının, sinevizyon eşliğindeki görüntüsü izlendi.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın ödül töreni mesajı şöyle;
“Bildiğiniz gibi Kıbrıs meselesi uzun yıllar devam etmekte olan ve benim Cumhurbaşkanı seçilmemden sonra artık yeni bir siyasetin gündemde olduğu, bu siyasetin artık Kıbrıs’ta yan yana yaşayan iki ayrı bağımsız, egemen, eşit devletin iş birliği ile ancak bir antlaşmanın mümkün olduğunu, bu siyasetin tamamıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteği ile sürdürülmekte olduğunu bir kez daha buradan sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu siyasetin tabii çok önemli ve uluslararası boyutuyla çok büyük bir değeri vardır. Çünkü yıllardan beri Kıbrıs’ta sürdürülmekte olan federal temele dayalı bir antlaşma için yapılan müzakerelerde, bir bakıma bir federal cumhuriyetin ancak Kıbrıs Türk halkını Avrupa Birliği içinde bir tehlikeye, bir maceraya sürükleyebileceği ve günün sonunda öyle bir antlaşma durumunda Türkiye’nin ve Türk askerinin Kıbrıs’tan ve Doğu Akdeniz’den çekilmesi ile Kıbrıs Türk halkının çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalacağı gerçeği doğrultusunda bizim federal cumhuriyet değil, yan yana yaşayan iki ayrı devletin iş birliğini savunuyor olmamız, artık Kıbrıs’ta bambaşka bir siyasetin gündemde olduğunu da bir kez daha tekrar ediyorum.
Bunun anlamı Avrupa Birliği içinde olunsa da Kıbrıs’ın kuzeyinde ayrı bir Türk Devleti, egemen bir Türk Devleti, gerek Kıbrıs’ta bizim bağımsızlığı, özgürlüğü, egemenliği, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti ile iş birliği yapabilme noktasındaki kendi egemenliğimiz, kendi kendimizi gelecekte yönetme hakkı, bütün bu unsurların birleşmesi ile Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan’da, hem denizlerde hem hava sahasında hem Kıbrıs Türk halkının hem Türkiye Cumhuriyeti’nin hakkının ve hukukunun korunmasıyla bağımsız, özgür ve ilelebet bu adada varlığımızı sürdürebileceğimiz bir siyasetin gündemimizde olması ve bu şekilde savunabilmesi Türk siyaseti bakımında da çok değerli olduğunu belirtmek istiyorum.
Dolayısıyla Allah nasip etti, yıllardan sonra başladım siyaset kariyerime, şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak bu görevi yürütmekteyim. Bu benim için büyük bir gurur, büyük bir şeref. Çünkü dediğim gibi hem Kıbrıs Türk halkının hakkını, hukukunu, menfaatlerini ama aynı zamanda da Türkiye Cumhuriyeti’nin de hakkını, hukukunu savunur bir durumda bütün uluslararası platformlarda, gerek Avrupa Birliği gerek Amerika Birleşik Devletleri gerek İngiltere, çeşitli ülkelerin buradaki birtakım girişimlerini cevaplayabilen ve bu konuda Türk dış siyasetinin, Türk ulusunun, Türk milletinin bekası için, geleceği için Doğu Akdeniz’deki varlığımızın bu anlayışla sürdürülebileceğini bütün dünya ile paylaşmak ve bunun liderliğini yapmak benim için çok önemli ve değerliydi.”