Güncel konuşmalarla ekonomi, sağlık ve elektrikteki sorunlar Meclis gündemine taşındı

0
216

 

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda güncel konuşmalar yapılıyor. Milletvekilleri, ekonomiden sağlığa, elektrikten sosyal hizmetlere birçok konuyu Meclis gündemine taşıdı.

İlk konuşmayı Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gazimağusa Milletvekili Asım Akansoy “Son Siyasi Gelişmeler” ile ilgili yaptı.

Ukrayna’daki savaşa değinen Akansoy,  bölgeden kaçan insanların komşu ülkelerden AB ülkelerine geçtiğini kaydederek ölü ve yaralı sayıları hakkında bilgi verdi. 10 milyon Ukraynalının yerinden edildiğini de vurgulayan Akansoy, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin hukuku ihlal olduğunu kaydetti.

Uluslararası hukukun ihlal edildiği her olayın kötü olduğunu dile getiren Akansoy, NATO ve AB’nin bu savaştaki rolü ve yeni dünyanın yapılanmasıyla ilgili örnekler verdi.

Yaşanan krizin KKTC’nin “ayağına da sarıldığını” belirten Akansoy, “Kıbrıs sorunu cumhurbaşkanının tutumu nedeniyle belirsizlikten belirsizliğe sürükleniyor” dedi.

Bunun ülkeyi uluslararası dünyadan uzaklaştırdığını ifade eden Akansoy, bu tavırların diplomatik dili tıkadığını, söz sahibi olmayı fikri bile alınmayan bir yapıya dönüştürdüğünü söyledi.

Akansoy, uluslararası hukukun dışına çıkarak yapılan her söylemin, ülkeyi arka bahçe konumuna düşürdüğünü belirterek BM’nin ortak zemin çağrısına kulak verilmesi gerektiğini söyledi.

Belirleyen değil belirlenen, özne değil nesne konumuna gelindiğini söyleyen Akansoy, çözüm zeminin yeniden ortaya konması gerektiğini belirtti.

Akansoy, Batı blokunun kendini yeniden yapılandırırken TC’nin alacağı rolün ilişkileri yeniden düzenleme zorunluluğu getireceğini ifade ederek, “ bizim de bunu göz önünde bulundurarak adım atmamız gerekir” dedi.
Antalya Diplomasi Formu’nda Cumhurbaşkanı Tatar’ın iki devlet politikasından mutlu olduğunu, ancak Borel’e

“Bana bir şey anlatacaksa Anastasiadis anlatsın o bana iletir” dediğini anlatan Akansoy, bunun uluslararası hukuktan nasıl kopulduğunun göstergesi olduğunu söyledi.

 

CTP Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın, “Mali Olarak Türkiye’ye Bağımlı Değiliz, Kendi Kendimizi Yönetebiliriz” başlıklı konuşma yaptı.

İfade edeceği rakamların Maliye Bakanlığı’nın sayfasından alındığına işaret eden Barçın, kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomiden herkesin mutlu olacağını, bunun bağımsız ve şeffaf olunacağı anlamına geldiğini kaydetti.
Pandemi öncesinde vergi yoluyla toplanan paranın yüzde 47’sini bankaların ödediğine işaret eden Barçın, “beyan edilen vergiyi toplamayı becerebilseler kendi ayakları üzerinde durulmasını sağlayabileceklerini” kaydetti.

Barçın, “var olan kaynakları kullanma iradesi gösterildiğinde hükümetlerin bile bozulduğunu” kaydederek, ilk adım olarak 3’lü kararnameyle atamaları durdurmanın bile büyük bir kaynak yaratacağını söyledi.

Atamaların kapsadığı kaynakla ilgili rakamsal bilgi veren Barçın, “müdürleri değil müşavirleri müsteşar atasalardı 214 esnafın elektrik parasını ödeyebilirlerdi” dedi.

“Anadolu halkının gelirini müsteşarın emeklilik parasını yükseltmek için kullanırsak, haftada bir bakan değişmek sorunda kalmak normal” diyen Barçın, bütçenin nasıl hazırlandığını ve gider gelir dengesinin nasıl sağlandığını anlatarak, taahhüt edilen hibe miktarının 2021’de yüzde 48’inin gönderildiğini vurguladı.

“TC askeri harcamalarına siz karışmayacaksınız diyorsa parayı niye biz veriyoruz ,personel alımına bile onlar karar veriyor” diyen Barçın, Bakanlığın sayfasında genel gelirlerin 275 milyon artıda göründüğünü ancak hala öğrencilerin bursunu alamamasına anlam veremediğini kaydetti.

Barçın, vergi konseyi kurulmasını ve pandemi döneminde gelirlerini 2 kat arttıran işletmelere yüzde 5 KDV indirimi yapılmasını “akıllara ziyan bir uygulama” olarak değerlendirdi.

 

Maliye Bakanı Sunat Atun söz alarak, kurumlar vergisinin önemli bir konu olduğunu, 1 hafta sonra bu konuya yazılı açıklama yapacağını belirtti.

Atun, vergi konseyi kurulmasının da doğru bir fikir olduğunu, rekabet kurulu, yenilenebilir enerji kurulu oluştururken de çok faydalandıklarını söyleyerek, geçmişte reform ödenekleri olduğunu, savunma giderlerinin bütçede yer aldığını anlattı; “GKK kendi ordumuz, her ne kadar TC taahhüt etse de kaynak gerektiğinde bizim savunmamızı sağlayan bu kurumu kaynaksız bırakmak söz konusu değil” dedi.

Burslar konusunda bilgi almaya çalıştığını, fonların bir kısmının bütçede kullanılamadığını söyleyen Atun, bursların niye ödenmediğiyle ilgili detaylı bilgiyi haftaya getireceğini belirtti.

 

 

CTP Girne Milletvekili Ceyhun Birinci, “Güncel Acil Sorunlar” ile ilgili güncel konuşmasında,  “son zamanlarda herkesin gördüğü gibi dış müdahalelerin her alana yayıldığını”  ifade ederek, örnek verirken, son kabine değişikliğinde müdahale olmadığı söylemlerini inandırıcı bulunmadığını söyledi.

Bu “müdahalelerin” kendilerini üzdüğünü, buna izin verenlerin de “sinirlerinin gerildiğini” ifade eden Birinci, Tıp Bayramı töreninde yaşananların ve saraydan kovulduğunu iddia eden gazetecinin de bunun yansımaları olduğunu kaydetti.

Birinci, “federasyon yanlısı aydınların TC’ye alınmamasına” da değinerek, talep edilen, suçunun ne olduğunu öğrenme isteğinin meclis olarak cevaplanması ve başkaları da var mı öğrenmek gerektiğini, bunun meclisin görevi olduğunu vurguladı.

Halkın çok ciddi sorunları varken meclisin belediye reformuna ivedilik istediğini anımsatan Birinci, elektriğe, ekmeğe ilaca zam yapan hükümetten ekonomik tedbirler ve ek bütçeyle ilgili tedbirler beklerken bu ivediliğe anlam veremediklerini, reformun yeni atamalar içermesinin de şaşkınlık yarattığını belirtti.

“Hastanelerde panadol bile yokken, prostat kanserini tedavi eden ilaç bulunmazken, belediye reformuyla zaman harcamanın üzücü olduğunu” dile getiren Birinci, ilaçlara gelen yüzde 30 zamla vatandaşın ilaca ulaşmasının daha da zorlaştığını, en azından ilaçtaki KDV’nin sıfırlanmasını istedi.

Birinci, “2-3 ay içinde ciddi ilaç sorunu yaşanacağını” vurgulayarak, ne yapılmasının planlandığını bilmek istediğini belirtti,  yapılacak hastane konusunda da bilgi istedi.

Birinci, ülkedeki tüm sektörlerin “kaynadığını “, hükümetin bu konuda üzerine düşeni yapması halinde muhalefet olarak desteğe hazır olduklarını belirtti.

 

Sağlık Bakanı, UBP Milletvekili Ali Pilli de, dünyadaki ekonomik krizin sağlığı da etkilediğini, pandemi sürecinin ilaçlar konusunda tüm dünyada sorun yarattığını ifade ederek, ülkedeki ilaç sıkıntısını inkar etmediklerini ancak bunun tüm dünyada yaşandığını söyledi.

170 milyonluk ilaç ihalesine çıkıldığını, bunların geleceğini ve 6-7 aylık ihtiyacı gidereceğini ancak bir dizi ilaca ulaşılamadığı için teklif vermediklerini belirten Pilli, kanser ilaçlarında ise söylendiği kadar sıkıntı olmadığını belirtti.

Pilli, Lefkoşa Devlet Hastanesi için de yeniden ihaleye çıkılacağını ifade etti.

 

 

Halkın Partisi (HP)Girne Milletvekili Jale Refik Rogers da “KKTC, Sosyal Devlet Olmanın Neresindedir?”  konusunda konuştu.

Rogers, Yaşlılar Haftası nedeniyle konu unutulmadan bazı hizmetlerden bahsetmek istediğini ifade edrek, kısa süre önce Sınırüstü’ndeki yaşlı bakımevinde yaşananları hatırlattı.

Huzur evleri yasasının yeterli olmadığını, yaşlı bakım evleri yasasının da yıllardır tamamlanmadığını söyleyen Rogers, bu bakım evlerine, kişisel ihtiyaçlarını karşılayabilen ve sürekli doktora ihtiyaç duymadan hayatını sürdürebilenlerin kabul edilmesi gerekirken günümüzde her türlü tıbbi bakıma ihtiyaç duyan kişilerin bile buralarda barınabildiğini belirtti.

Çocuk izleme yasasının da yetkinin kime verileceğine karar verilemediği için geçirilemediğine işaret eden Rogers, dünyanın çoğu yerinde bu bakım evlerinin sosyal hizmetler dairesinin sorumluluğunda olduğunu, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek olmadığını söyledi.

Sosyal Hizmetler Dairesinin kadrosunun güçlendirilmesi gerektiğinin farkında olduğunu, eğer sosyal bir devletsek bu konunun göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydeden Rogers, bakım evlerinde süreç içerisinde yaşanan sorunlara örnekler verdi.

Ruhsal bozukluğu olan yaşlılarla ilgili de yasa çalışması başlatıldığını ancak tamamlanmadığını anımsatan Rogers, bu konunun yeniden gündeme gelmesini istedi ve destek sözü verdi.

Rogers, özel eğitim yasasının da bir çerçeve olduğunu, yürütmede neler yapılacağının çok daha önemli olduğuna işaret ederek, eğitim merkezlerinin 4 yaş öncesine eğitim verememesinin sakıncalarını anlattı.

Özel Eğitim merkezlerinin öğlene kadar hizmet vermesinin ve bire bir imkanının olmaması gibi eksikliklere de değinen Rogers, maddi gücü olanların özelden destek alırken olmayanın bir dizi eğitimi alamadığını kaydetti.

Rogers, kaynaşma eğitiminin tüm özel gereksinimli bireylere sağlanması gerektiğini, bunun yolunun açılmasının da önemli olduğunu vurgulayarak, tüm bunların devlet tarafından karşılanmasına gerek olmadığını, tüm dünyadaki gibi yaşlılar için de, özel gereksinimli bireyler için de devlet destekli adımlar atılabileceğini söyledi.

İlaç Eczacılık Dairesi’nin çağı yakalaması için güçlendirilmesini temenni eden Rogers, hala ülkeye giren, kullanılan ilaç konusunda bile net ve güncel bilgisi olmadığını kaydetti.

Rogers, hükümetin tüm atamalara para ayırabilirken ilaç, burs gibi giderleri karşılayamamasını kınayarak, hükümetin bir an önce denge sağlamasını temenni etti.

 

 

Eleştirileri yanıtlayan Sağlık Bakanı Ali Pilli, herkesin bir gün yaşlanacağını, bu konunun çok önemli olduğunu ve bu konudaki bir dizi yasa çalışmasını bir an önce meclise getireceklerini söyledi.

İlaç Eczacılık Dairesi’nde geçmişte yaşananlardan ders aldıklarını ve otomasyon sistemine geçme çalışmalarına zaten başladıklarını ifade eden Pilli, özel eğitimle ilgili kendisinin de devamlılık arzeden, doğumdan başlayan bir süreç olması gerektiğinin bilincinde olduklarını ifade etti.

Pilli, engellilere sahip çıkmak için gerekli yasaların çıkarılması, özel eğitim ihtiyacı olan çocuklara da sahip çıkılması gerektiğini kaydetti ve ilerleyen dönemde gereken ne ise yapmaları gerektiğini kaydetti.

Eski Sağlık Bakanı CTP Milletvekili Filiz Besim’in yaşlı bakım evleri ile ilgili kendi bakanlığı döneminde hazırladıkları, Bakanlar Kurulu’nun onayına gitme aşamasındaki tüzüğü sorması ve o tüzüğün geçirilmesiyle teşkilatlanma sorununun çözüleceğini söylemesi üzerine ise Pilli, konuyla ilgili çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Hastalık yanında bir de bakıma muhtaç olanlar bulunduğunu, Sağlık Bakanlığı’nın onca işi varken bir de bakım evleriyle ilgilenmemesi gerektiğini dile getiren Pilli, bakım evlerinin idaresinin yerel yönetimlere verilmesi gerektiği yönündeki görüşünü ifade etti.

Pilli, bakım evlerindeki kişiler hasta olduğu zaman Bakanlığın gerekli kontrolleri yapıp tedaviyi gerçekleştirebileceğini, ancak yönetimin yasalarla yerel yönetimlere verilmesi gerektiğini yineledi.

 

 

CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner de, “Ülkemizi Bekleyen Enerji Krizi” ile ilgili konuşmasında,  yüz yılda bir yaşanan pandeminin ekonomi üzerindeki etkisinin belli olduğunu ancak ülke olarak bu durumda olunmaması gerektiğini, bundan sonra daha da dikkatli davranılması gerektiğini söyledi.

Petrol ürünlerinin el yakacağı, tedarik zincirinin bozulmuş olması gibi nedenlerle 60 dolardan 130’a kadar çıktığını hatırlatan Şahiner, bu artışı Rusya- Ukrayna savaşına bağlamanın doğru olmayacağını vurguladı.

Şahiner, beklenmeyen gelişmeler yaşandığını, akaryakıttaki fiyat artışının ekonominin durma noktasına sebep olacağını fark ettiklerini  söyleyerek,  bir an önce çözüm bulmak için hemen çalışma yapılmasını istediklerini,

Elektrik Kurumunun da elektrik arz güvenliğini sağlayacak adımlar atılmasının aciliyetine değindi.

Şahiner, akaryakıt tedarikinin hata kaldırmayacak bir döneme girdiğini ve bu konuda bilgi istediğini söyleyerek, AKSA’nın 2024’de bitecek sözleşmesinin ardından yolları ayırma zamanının geldiğini savunarak, Elektrik Kurumunun üzerinde yarattığı yükün kaldırılabilir olmaktan çıktığını vurguladı.

Kıb-Tek’e yatırım yapılamaz söylemlerinin doğru olmadığını, AKSA’nın açığını kapatacak yatırımların da fazla zeka gerektirmediğini söyleyen Şahiner,  “50 milyonluk bir alete kira bedeli olarak 300 bin ödenmesi akla ziyan” dedi.

Şahiner, AKSA’nın sahip olduğu cihazların 1 yıllık AKSA ödemesiyle karşılanabileceğini, bunun planlanmasının bugünden yapılabileceğini söyledi.

3 bin TL’lik faturanın 400’lük kısmının AKSA’ya gitmesinin sürdürülebilir olmadığını yineleyen Şahiner, bu sözleşmenin uzatılmasının anayasaya da aykırı olacağını ve takipçisi olacaklarını kaydetti.

Şahiner, taraf değilim ancak iş o noktaya gelinirse de yerli şirketlerle bunun çözülebileceğini, peşkeşe gerek olmadığını söyledi.

AKSA kalırsa şalterlerin zaten mecburiyetten vatandaş tarafından kapanacağına inandığını söyleyen Şahiner, temiz enerji yatırımları için AB fonlarından yararlanılması için hükümetin girişimde bulunup bulunmadığını sordu.

Eleştirileri yanıtlayan Maliye Bakanı Sunat Atun, spot alımlarla ilgili aynı hassasiyete sahip olduklarını belirterek, Kob-Tek’in yakıtını zamanında ve belirlenen kalitede getirmek zorunda olduğunu, garanti alım yapmak zorunda olduğunu söyledi.

İhale zamanının geldiğini, akaryakıtı teslim edecek kurumun güçlü ve sağlam olması gerektiğini vurgulayarak, AKSA konusunda önceden de yollarını ayırma amacında olduklarını bu yönde adım attıklarını hazırlıkların bile 6 ayla bir yıllık çalışma gerektiğini anlatan Atun,  156 milyon kar sağladıklarını ve yatırım için ayırdıklarını, maalesef süreç içinde çok farklı bir noktaya gelindiğini bugünkü gerçeklerle hareket etmek gerektiğini kaydetti.

Elektrik Kurumunu yatırıma hazırlamak gerektiğini, 1milyon 7 yüz binden fazla borcu olan elektrik kurumunun borçlanabilitesini de yitirdiğini, nasıl makine kazandırabilecekleri için bile çalışma yapma gerektiğini söyleyen Atun, AKSA’nın geleceğini kendi imkanlarını değerlendirerek karar vermeleri gerektiğini vurguladı.

Atun, bugünkü dolar olan tarife üzerinden sürdürülmesinin mümkün olmadığını ancak uzun vadeli planlama yapmadan karar vermenin mümkün olmadığını söyledi.

Atun, AB enerji fonlarının büyük bir imkan olduğunu, 1-2 senedir durdurulduğunu, kendilerinin bu fonlarla önceden zaten çalışma yaptığını söyleyerek, konuyla ilgili bilgi verdi ve en büyük güneş enerjisi çalışmasını bu fonlarla yaptıklarını aktardı.

 

Şahiner, yeniden söz alarak, ülkenin elektriksiz kalmaması için AKSA’yla sözleşmenin uzatılmasının masada beklediğini anladığını ancak ilgili şirketin bulunmaz olmadığını, bu imtiyazların yerli şirketlere de tanınabileceğini söyledi.

İhaleye çıkılarak yerli kişilerin de aynı imtiyazlarla aynı hizmeti verip veremeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiğini yineleyen Şahiner, en azından bu yöntemle yerli halkın da yatırım yapmasının teşvik edileceğini kaydetti.

 

 

TAK/BRT

NO COMMENTS