Cumhurbaşkanı Ersin Tatar eşi Sibel Tatar ile birlikte “Kıbrıs’ın Karanlık Yılları” adlı fotoğraf sergisi ve konferansına katıldı

0
125

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar eşi Sibel Tatar ile birlikte, 21-25 Aralık Milli Mücadele ve Şehitler Haftası dolayısıyla Doruk Vakfı’nın düzenlediği “Kıbrıs’ın Karanlık Yılları” adlı fotoğraf sergisi ve konferansına katıldı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yaptığı konuşmada, bu anlamlı gecede bulunmaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek katkı koyan herkese teşekkür etti.

Kıbrıs Türk halkının, unutulmayacak acılar yaşadığını; varoluş mücadelesinde milli ruhun, maneviyatın ve Kıbrıs meselesinin özünü geleceğe taşıyabilmek için yapılmış bu çalışmaların çok kıymetli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar; bu gibi toplumsal faaliyetlere zaman ayırmanın kolay olmadığını söyleyerek ülke gençliğine olan güveninin tam olduğunu sözlerine ekledi.

“Burada, geçmişten günümüze gelen şanlı bir tarih vardır. Devletimize, insanımıza sahip çıkmak ve ülkemizi geliştirmek en büyük görevimizdir”

Cumhurbaşkanı Tatar; “Ülke gençliğinin böyle çalışmalarla geleceğe umutla bakabilmeleri bizi cesaretlendirmektedir. Bu fotoğraflar, Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda çektiği acının, yaşadığı soykırımın ve nasıl direnebildiğimizin açık ve net göstergesidir.
Zamanında bu fotoğrafları çekenler çeşitli vesilelerle dünyaya yaymışlardır. Kıbrıs Türk tarihinin gelecek nesillere aktarılması bizim görevimizdir. Dünyaya bunları anlatırken, Kıbrıs’ta uluslararası antlaşmalardan doğan Kıbrıs Türk halkının kendi egemenlik hakları olduğunu ve bir antlaşma olacaksa ancak yan yana yaşayan iki ayrı egemen devletin iş birliği ile olabileceğini; yıllardır federal temelde yapılan müzakerelerden hiçbir netice alınamadığını çünkü orada oynanan oyunun; çoğunluğun azınlığı yöneteceği ve zaman içinde Kıbrıs Türk halkını yok oluşa götürecek bir macera olduğunu dile getirdik. Halkımızı asal böyle bir tehlikeye atmayız. Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile bu siyaseti dünyaya yayıyoruz. Bunu başarmanın mutluluğu içerisindeyiz. Bu ülkede öyle bedeller ödenmiştir ki bunlar destanlara sığmaz. İnsanlık tarihinde dünyada örneği olmayan acılar yaşayan Kıbrıs Türk halkı, 20 Temmuz 1974 sabahı Mehmetçiğin adaya çıkarma yapmasıyla bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşmuştur. Burada, geçmişten günümüze gelen şanlı bir tarih vardır. Bizim devletimiz de en az Rumlarınki kadar meşrudur. Kıbrıs Türkü, yaşadığı acılardan sonra asla Rum tarafının boyunduruğu altına girmeyecektir. Egemen bir devletiz ve Türkiye ile münasebetlerimiz ilelebet sürecektir. Esas olan, birlik ve beraberliktir. Devletimize, insanımıza sahip çıkmak ve ülkemizi geliştirmek en büyük görevimizdir. Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, ailelerine de başsağlığı diliyorum” diyerek sözlerine son verdi.

BRT

NO COMMENTS